Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, çevrimiçi olarak düzenlenen IV. Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Çalıştayına katıldı. Tıbbi ve aromatik bitkilerin sadece tarım ve ormanı ilgilendiren bir faaliyet olmadığını, gıdadan sağlığa, kozmetikte turizme kadar birçok alanı ilgilendiren önemli bir sektör olduğunu belirten Pakdemirli, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 70’inin tedavi ve korunma amacıyla bu ürünleri tercih ettiğini söyledi.
Dünyada yaklaşık 425 bin civarında bitki olduğu, bunlardan 50 Bin ile 70 Bin kadarının tıbbi bitki türü olarak tanımlandığı dile getiren Pakdemirli, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre bugün dünyada kullanılan tıbbi bitki sayısının 20 Bin civarında olduğunu anlattı. Bu bitkilerin 4 bininin tedavi amaçlı ilaç olarak kullanıldığını ifade eden Pakdemirli, dünyada 2 bin, Avrupa’da ise 500’e yakın tıbbi bitkinin ticaretinin yapıldığını ve yıllık ekonomik değerinin de 115 milyar dolar civarında olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin biyolojik zenginlik bakımından önemli bir konumda olduğuna dikkati çeken Pakdemirli, ”3 gen merkezinin kesişme noktasında olan Türkiye, yaklaşık 4 bini endemik, yani bu coğrafyaya has olmak üzere, toplam 12 bin bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Başka bir ifadeyle, Avrupa kıtasından daha fazla biyolojik çeşitliliğe sahip bir ülkeyiz. Tıbbi ve aromatik bitkiler yönünden ise zengin bir potansiyele, üretim için uygun iklim ve habitatlara sahibiz. Bu zenginliğimiz içinde bin 700 civarında bitki, tıbbi özellik taşımaktadır. Bunun 500’ünü tıbbi ve aromatik bitki olarak değerlendiriyoruz. Bu veriler bize, dünya üzerindeki tıbbi bitkilerin yaklaşık yüzde 6’sının ülkemizde olduğunu göstermektedir. Ülkemiz, hem doğadan toplanan defne, kekik, adaçayı gibi ürünlerde, hem de kültürü yapılan kimyon, anason, nane, rezene gibi ürünlerde geniş bir popülasyona sahiptir. Ayrıca, Asya ile Avrupa arasında bir köprü konumunda bulunan Anadolu, bu bitkilerden yararlanma konusunda da zengin birikime sahiptir. Ülkemizin sahip olduğu bu zenginliği, daha yüksek katma değere çevirmesi ve bu pazardan daha yüksek pay alması son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.
”Tıbbi ve Aromatik Bitki Üretimimiz 5 Kat Artışla 370 Bin Tona Yükseldi”
Son 18 yılda tıbbi ve aromatik bitki ekiliş alanının 2 kat artışla 1,7 milyon dekara, üretiminin ise 5 kat artışla 370 bin tona yükseldiğini belirten Pakdemirli, ”İhracat değerimiz 105 milyon dolardan 4 kat artışla 404 milyon dolara ulaştı. Kekik ve defne ihracatında dünya lideriyiz. Dünya defne ihtiyacının yüzde 90’ını biz karşılıyoruz. Yine, kimyon, adaçayı, biberiye ve anasonda da önemli bir tedarikçi konumundayız” diye konuştu.
Son 2,5 yılda Anadolu Adaçayı, Dağ Çayı, Ekinezya, Kekik, Oğulotu, Şevketibostan, Tıbbi Adaçayı, Kapari türlerinde toplam 11 yeni çeşit geliştirdiklerini ifade eden Pakdemirli, ”Biyolojik çeşitliliğe dayalı geleneksel bilginin kayıt altına alınması projesiyle, ülkemizdeki ürünlere ilişkin bilgilerin derlenmesi ve veri sisteminin oluşturulmasını sağladık. Bu sistem sayesinde, elimizdeki yaklaşık 2 milyon veriyle tıbbi ve aromatik bitki çalışmalarına ciddi bilgi kaynağı sağlıyoruz. Bakanlığız araştırma enstitülerince, tıbbi aromatik bitkiler konusunda toplama, kültüre alma, adaptasyon, çeşit geliştirme gibi çalışmalar yürütülüyor. Böylece, yok olma ihtimali olan bitkileri koruma altına alarak, sürdürülebilir üretimini teşvik ediyoruz. 2004′ den bu yana Kamu özel sektör ve Üniversiteler tarafından 20 türde toplam 71 tescilli çeşit geliştirildi. Bunun 16 türdeki 33 çeşidinin tescili Bakanlığımız araştırma enstitülerimiz tarafından yapıldı. Ayrıca, Tohum Gen Bankamızda 264 türe ait 2.641 tıbbi ve aromatik bitki örneğini de koruma altına aldık” değerlendirmesinde bulundu.