Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, ‘’Büyütelim, besleyelim; hep birlikte sürdürelim’’ temasıyla yapılan 16 Ekim Dünya Gıda Günü etkinliğine video konferans aracılığıyla katıldı.
Bakan Pakdemirli, ‘’Dünya Gıda Günü vesilesiyle dünyada “Açlığa Son Verme ve Gıda Güvenliğini Sağlama” hedeflerine ulaşmak konusunda el ele vermek, amaç birliği yapmak ve bir farkındalık oluşturmak üzere FAO’nun değerli temsilcileriyle bir aradaydık’’ dedi.
Konuşmasında bakanlık görevine geldiğinden bu yana 3’üncü kez FAO ile birlikte kutladıkları Dünya Gıda Gününde farklı temalara dikkat çektiklerini ifade eden Bakan Pakdemirli, ‘’Bu yılın ayrı bir özelliği daha var. 2020 yılı aynı zamanda FAO’nun kuruluşunun 75’inci yıldönümü, bu yüzden değerli dostum Sayın Gutu’nun nezdinde tüm FAO çalışanlarının da 75’inci kuruluş yılını kutluyorum. İlk kurulduğu günden beri, FAO ile giderek artan ve genişleyen bir işbirliğimiz var. Bu işbirliği, FAO Orta Asya Alt Bölge Ofisine Ankara’da ev sahipliği yapmaya başladığımızdan beri, özellikle son 15 yılda, farklı bir boyut ve ivme kazandı’’ diye konuştu.
2020 Sonunda Dünyada Yetersiz Beslenen İnsan Sayısı 132 Milyona Kadar Çıkabilir
Bu yılki Dünya Gıda Günü’nün temasının temelde gıda güvenliğini sağlamak için ‘’Sürdürülebilir Gıda Sistemleri’’nin oluşturulmasını işaret ettiğini belirten Pakdemirli şöyle devam etti:
‘’Bildiğiniz gibi tüm dünyayı aniden saran Covid-19 pandemisi, başta sağlık sistemleri olmak üzere her sektörde aksamalara yol açmanın yanı sıra, gıdaya erişim konusunu küresel öncelikler listesinde zirveye taşıdı. Halihazırda dünyada 690 milyon insan açlık çekerken ve yaklaşık 2 milyar insanın güvenli, besleyici ve yeterli gıdaya düzenli erişimi bulunmuyor. Ve maalesef, FAO’nun tahminlerine göre pandeminin de etkisiyle, 2020 sonunda dünyada yetersiz beslenen insan sayısı 83 milyondan 132 milyona kadar çıkabilir. Bu noktada, bu yılki Nobel Barış Ödülünün de Dünya Gıda Programı’na (WFP)verilmiş olması, gıda güvenliğinin küresel barış için ne kadar hayati role sahip olduğunu gösteriyor. Çalışmalar bize, artan dünya nüfusunun gıda ihtiyacını karşılayabilmek için gıda üretimini de mevcut miktara göre yüzde 60 oranında artırmamız gerektiğini gösteriyor. Bu gereklilik, hem üretim kapasitesinin artırılması sürecinde doğal kaynaklar üzerindeki baskının artması, hem de inovasyona daha fazla yatırım yapılması anlamına geliyor. Bu nedenle, üretim ve verimliliğin artırılması ihtiyacı ile çevre dostu yeni uygulama tekniklerinin daha etkin kullanılması gerekliliği kol kola gidiyor.’’